Medya Haberler

24 Aralık 2021 16:27  Tarımsal üretimde bir çok soruna rağmen pamukta 2021 yılı her yönüyle altın yıl oldu. Üretim, verimlilik, karlılık açısından herkesi memnun edecek pamuktaki bu olumlu tabloda 2020 yılının çok kötü geçmesinin de etkisi var.
 
Ulusal Pamuk Konseyi’nin 2021 Sektör Değerlendirmesi Raporu’na göre çok sıkıntılı geçen 2019’u takiben 2020 yılında ekim alanları yüzde 40 azalarak, son 30 yılın en düşük seviyesi olan 353 bin hektara geriledi. Buna rağmen tarla verimimin yüzde 25 oranında artması sayesinde kütlü pamuk rekoltesindeki gerileme 1 milyon 600 bin ton ile sınırlı kaldı. Ayrıca pamuk fiyatlarının 2019’a oranla yüzde 40 artması ve fark ödemesi desteklerinin 82 kuruştan 110 kuruşa yükseltilmesi sonucunda pamuk üreticilerinin 2020 yılı bilançosu yüzde 36 artışla kütlü pamukta kilo başına 1 lira 75 kuruş net kazanç sağlandı.
 
Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık ve Genel Sekreter Prof. Dr. Ünal Evcim’in yaptığı açıklamaya göre, 2021 yılında pamuk ekim alanları geçen yıla göre yüzde 36 oranında artarak 480 bin hektara çıktı. Bununla birlikte yüzde 34’lük bir artışla kütlü pamuk üretimi 2 milyon 376 bin tona yükseldiği tahmin ediliyor.
 
Maliyet artışı sürüyor
Açıklamada maliyetlerle ilgili şu değerlendirmeye yer verildi: “Bu yıl hastalık ve zararlılarla mücadele açısından kolay bir sezon oldu, ayrıca yurt genelinde hüküm süren kuraklığa ve su kıtlığına rağmen bir önceki yılın dekar başına 495 kiloluk kütlü pamuk verim değeri korundu. İlaç tüketiminin azalmasına rağmen, mineral gübre ve yakıt başta olmak üzere diğer girdi fiyatlarındaki artışlar nedeniyle dekar başına pamuk üretim maliyetleri yüzde 38 oranında artarak 3 bin 241 liraya yükseldi. Böylece önceki yılın tarla verimi değerlerinin korunmasıyla birlikte ürün maliyetleri de yüzde 38 artarak kütlü pamukta kilo başına maliyet 6,55 lira oldu.”
 
Yüksek fiyat üreticiye kazandırdı
Ulusal Pamuk Konseyi’nin değerlendirmesine göre; sezon ortalaması ürün satış fiyatları önceki yıla oranla yüzde 97 artarak kütlü pamuğun ortalama satış fiyatı kilo başına 10 lira 65 kuruşa yükseldi. Böylece kütlü pamukta kilo başına 4 lira 10 kuruş gibi uzun yıllardır görülmeyen, bir önceki yılın beş katından büyük (% 527 fazlası) bir brüt marj değeri oluştu. Ertesi yılın ortasında ödenen fark ödemesi ve diğer desteklerin enflasyon etkisinden arındırılmış net değerlerinin katılmasıyla birlikte söz konusu brüt marj önceki yıla göre yüzde 185 artarak kilo başına 4 lira 98 kuruşa yükseldi ki bu değer kütlü pamukta kilo başına maliyetin yüzde 76’sına karşılık gelmektedir.

 

İthalat 1.1 milyon tonu aştı

Üretimdeki bu artış ve çiftçinin para kazanmasının yanında ithalatta da artış devam etti. Ulusal Pamuk Konseyi verilerine göre, 2021 yılında, yaklaşık değerlerle tekstil sanayi 1 milyon 650 bin ton lif pamuk tüketti. Bu ihtiyacın yüzde 40 kadarı yerli pamuktan, yüzde 60’ı ithal pamuktan sağlandı. Türkiye bu dönemde 1 milyon 171 bin ton pamuk ithal etti. Bunun için 1 milyar 875 bin dolar bedel ödendiği tahmin ediliyor.

 

Ulusal pamuk Konseyi’nin tahmini hesaplarına göre yerli pamuk tekstil ve hazır giyim sanayinde brüt 11 kat değer kazanırken, ithal pamukta bu kazanım 10,45 kat ile sınırlı kalıyor. Ayrıca yerli pamukla değerinin 3,9 katı kadar dış ticaret fazlası elde edilirken, ithal pamukta bu oran değerinin 3,4 katı ile sınırlı kalıyor. Bunların yanı sıra yerli pamuk, küresel rekabette büyük önem arz eden, hammaddede dışa bağımlılığın azalarak rekabet gücünün gelişmesinde üstünlük sağlıyor.

 

Diğer sektörlere katkısı büyük

Rapora göre, 2021 itibariyle kütlü pamuk üretiminden elde edilen 1 milyon 331 bin ton dolayındaki pamuk çiğitinden yaklaşık değerlerle 199 bin ton yanma derecesi ve doymamış yağ oranı yüksek yemeklik yağ, 932 bin ton yüksek protein içerikli yemlik küspe, tıbbi malzemeler, kozmetik ürünler, mühimmat ve diğer bir çok sanayinin hammaddesi olan 199 bin ton linter ile 142 bin ton telef (iplik üretimi sırasında elde edilen bir yan ürün ) ekonomiye kazandırıldı.

 

Gelecek sezon beklentileri

Ulusal pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık gelecek sezona ilişkin beklentileri ise şöyle açıkladı: “Bu sezonun uzun zamandır görülmedik ölçüde kazançlı bir bilançoyla kapanmış olması, gelecek sezon pamuk ekim alanlarının tekrar 500 bin hektar seviyesinin üzerine çıkacağının güçlü bir işareti sayılmalıdır. Ne var ki, girdi fiyatlarındaki olağan üstü artışlar nedeniyle yükselen maliyetler bu beklentiyi sınırlayan en önemli etken olarak öne çıkmaktadır. Bu bağlamda fark ödemesi ve girdi destekleri önem kazanmakta ve bunların gerekli cazibeyi sağlayacak ölçüde arttırılarak ekim dönemi öncesinde ilanı gerekmektedir. Küresel salgın nedeniyle kopan tedarik zincirinin onarılmasıyla birlikte pamuğa dayalı sanayi ürünleri talebi artıyor. Ne var ki, dünyada ve ülkemizde belirsizlik ortamının sürmesi ve Kovit-19 varyantının başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere diğer pazarlarda kapanmalara yol açabilecek olması bu bağlamda dikkate alınması gereken riskler olarak öne çıkmakta, lojistik ve tedarik zincir

indeki sıkıntıların fiyatlandırmalar üzerinde etkili olacağının bilinmesi gerekmektedir. Buna rağmen talepteki gelişmenin sürmesi halinde pamuk fiyatlarının en azından mevcut düzeylerini koruyacağı tahmin edilebilir.”

 

Pamukta üretim sorunları ve çözüm önerileri

Pamukta 2021’in çok iyi geçmesi ve “altın yıl” olması sorunların çözüldüğü her şeyin dörtdörtlük olduğu anlamına gelmiyor. Pamuk üretiminde önemli sorunlar var. Ulusal Pamuk Konseyi’nin 46 maddede topladığı sorunlar ve çözüm önerileri ise şöyle:

 

Yüksek üretim maliyeti

1- Bakanlıkça tarım ilaçları ve mineral gübreler için etkin madde içeriği esasına dayalı tavan fiyatlar belirlenmeli ve bu fiyatlara belirli aralıklarla güncellenerek denetlenmelidir.

 

2- Tarımsal üretim girdilerinin KDV oranları düşürülmelidir.

 

3- Özellikle ilaçlamada yüksek kapasiteli, modern teknoloji ürünü makine ve ekipmanlardan küçük büyük bütün çiftçilerin yararlanması sağlanmalı, bu amaçla pahalı ve kullanımı bilgi ve deneyim gerektiren bu araçların, makinalı hasat örneğindeki benzer şekilde, çiftçi örgütleri ve müteahhitler aracılığında ortaklaşa kullanımı teşvik edilmelidir.

 

4- Makinalı pamuk hasadı, ilaçlama vd. müteahhitlik hizmeti bedellerinde uygulanmakta olan KDV oranı yüzde 1’e indirilmelidir.

 

5- Pamuk hasat makinaları ithalatında 5 yaş sınırlaması 10 yaşa yükseltilmeli ya da Avrupa Birliği uygulamasına geçilmelidir.

 

6- Zirai ilaçların ve gübrelerin kullanılmasına yönelik eğitim ve yayım çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.

 

7- Maliyetin kontrol altına alınması, doğal afet risklerinin azaltılması ve tarla veriminin artırılması amacıyla temel meteorolojik veriler ziraat odaları ile paylaşılmalı ve bu verilerin üreticiye ulaştırılması sağlanmalıdır.

 

8- Toprak neminin, sıcaklığının ölçülmesi, PH metre kullanımı gibi basit dijital aletlerin çiftçiler tarafından kullanılması teşvik edilmelidir.

 

9- Aşırı gübrelemenin engellenmesi amacıyla toprak laboratuvarları etkin şekilde kullanılmalı, laboratuvarların analiz sonuçları denetlenerek laboratuvarlara olan güven arttırılmalıdır.

 

10- Toprakların organik madde miktarını arttıracak uygulamalar teşvik edilmeli ve pilot projelerle ve araştırma ve yaygınlaştırma çalışmalarıyla desteklenmelidir.

 

11- Sentetik gübreye alternatif yöntemlerin (hayvansal üretim kaynaklı gübre, yeşil gübreleme, organik gübre) kullanılabilmeleri için gerekli altyapı ve eğitim desteği verilmelidir.

 

12- Zirai ilaçlara alternatif uygulamaların teşviki hem pilot projelerle hem araştırma ve yayım çalışmalarıyla desteklenmelidir.

 

13- Akaryakıt maliyetinin düşürülmesi ve toprak sağlığının arttırılması için öncelikle “Azaltılmış Toprak İşleme” ve “Doğrudan Ekim” teknikleri yaygınlaştırılmalıdır.

 

14- Yanlış sulama nedeniyle tuzlanma, erozyon ve verim kayıplarının önlenmesi için modern sulama yöntemleri yaygınlaştırılmalı ve gerekli altyapı yatırımları teşvik edilmelidir. Bu durumu destekler biçimde optimal su kullanımı için arazi düzeyinde eğitimler düzenlenmelidir.

 

15- Maliyetin yanı sıra ürün kalitesini de olumsuz etkileyen bilinçsiz, zamansız ve yanlış hasat kimyasalları kullanımını engellemek için eğitimler düzenlenmelidir.

 

16- İlaç ve bayilerinin etkinliği sınırlandırılmalı, ilaçlama kararları uzman danışmanlarca reçetelendirilmeli, ilaç bayileri denetimleri arttırılmalıdır.

 

17- Tarım ilaçları satışı barkod sistemine göre yapılmalı, çiftçiler ruhsatlı ilaçları T.C. Kimlik No ile ve Çiftçi Kayıt Sistemi(ÇKS)’ndeki ürünlerine göre alabilmeli ve zirai ilaçlar eczanelerdeki gibi izlenebilmelidir.

 

Verim ve kalite kayıpları

18- Kapsamlı bir eğitim ve yayım projesi hazırlanıp uygulanmalı, bu bağlamda hasat döneminde ulusal ve yerel televizyon kanallarında yayınlanacak kamu spotları, sokak tanıtımları vb araçlarla desteklenen bir kampanya düzenlenmelidir.

 

19- Uğranılacak verim ve kayıplarının önemi nedeniyle Thidiazuron etkin maddeli yaprak döktürücülerin yasaklanması kararı yeniden gözden geçirilerek değiştirilmelidir.

 

20-Yerli ıslah pamuk çeşitleri tohumculuğu vergi muafiyeti,…vb teşviklerle desteklenmelidir.

 

21- Makinalı Pamuk Hasadı yönetmeliği Aydın’daki pilot uygulamadan elde edilen deneyim ışığında güncellenerek diğer pamuk bölgelerini de kapsayacak şekilde uygulanmalıdır.

 

22- Çırçır işletmelerinin günümüz ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi sağlanmalı, ayrıca mevcut çalışma usul ve esasları gözden geçirilerek güncellenmelidir.

 

23- Bütün işletmelerin ön temizleme ve kurutma üniteleriyle donatılmaları, ayrıca depolama kapasitelerinin işledikleri ürün miktarı ve çeşitliliğine uygun hale gelmesi sağlanmalıdır.

 

24- Kapasiteye göre çalıştırılması zorunlu çırçır ustası ve pamuk ustası sayıları belirlenip istihdamları sağlanmalıdır

 

25- Yangın risklerine karşı alınacak önlemler listesi oluşturularak, işletme içinde bulunması zorunlu yangın tüpü, köpük makinesi sayıları; su tankı ve yer üstü hidrant sayı ve büyüklükleri belirlenmeli, yağmurlama sistemleri, jeneratör vb.ekipmanları bulundurma zorunluluğu getirilmelidir.

 

26- Elektronik kantarların maliyeye e-devlet üzerinden entegrasyonu yapılarak, işletmelere giren ve çıkan ürünlerin anlık takibi sağlanmalıdır.

 

27- Kütlü ve lif pamukta ürün güvenliği ve denetimini sağlamak amacıyla hazırlanmış olan “Pamukların Kontrolüne İlişkin Tebliğ (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2012/25)” ile “Pamukların Standardizasyonuna İlişkin Tebliğ (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2012/27)” günümüz şartlarına göre yenilenmeli ve mutlak surette uygulanması sağlanmalıdır.

 

28- Pamuğun araziden çırçır işletmesine sevkinin, ayrıca kalitesinin ve desteklemelerin takibi için ve çırçır işletmelerinin kalite ve standardizasyonu ile ilgili Tarım ve Orman Bakanlığına da bazı yetkilendirmeler verilmeli; hasat sezonunda denetimler yapılmalıdır.

 

Desteklerinin etkinleştirilmesi ve pazarlama

29- Pamuk politikalarının belirlenmesi ve uygulamasında ilgili bakanlıklar vd. kurumlar arasında koordinasyon sağlanmalıdır.

 

30- Pamuk ekim alanlarının ve rekoltenin uydu teknolojilerinden yararlanılarak parsel bazında hızlı ve güvenli tahminini sağlayan bir ağ kurulmalıdır.

 

31- Pamuk ekim tahminleri ÇKS ve Tapu kayıtlarından alınan parsel tanımlarıyla birlikte TİKAS ile entegre edilerek yürütülmelidir.

 

32- Destekleme miktarı ülkesel üretim maliyetleri ile küresel ürün fiyatlarının güvenilir tahminlerine göre belirlenerek sezon öncesinde ilan edilmeli; sezon boyunca, özellikle tarla verimi ve üretim maliyetlerinde, beklenmedik olumsuzlukların ortaya çıkması halinde sezon sonunda revize edilmelidir.

 

33- Destekleme en az 3 tercihan 5 yıllık süre için duyurularak uygulanmalıdır.

 

34- Desteklemenin orta ve uzun vadeli stratejik kalkınma planları kapsamında pamuk tarımı ve pamuğa dayalı tarım, hayvancılık, gıda ve diğer sanayilerimizin gelişmesinde etkin bir kaldıraç olarak kullanılabileceği dikkate alınmalıdır.

 

35- Sezon boyunca ve sezon sonunda üretilen ve denetlenen pamuk balya kayıtları ile üretim sonuçları karşılaştırılarak ilan edilmelidir.

 

36- Elektronik Ürün Senedi(ELÜS) üzerinden kütlü pamuk fark ödemesi destekleme miktarının hesaplanmasında, ilgili ticaret borsasınca yayınlanan “Sezon Ortalaması Çırçır Randımanı” değerleri esas alınmalıdır.

 

37- Pamuk Lisanslı Depoculuk Sisteminin gelişmesi için depo kirası destekleri arttırılmalıdır.

 

38- Üreticilerin önündeki diğer büyük bir engel de kütlü pamuklarını lif haline getirmek için aldıkları çırçırlama hizmetinin %18 KDV’ye tabi olmasıdır. Bu engelin ortadan kaldırılması için çırçırlama hizmetinde KDV oranı %1’e düşürülmelidir

 

39- Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri lisanslı depoculuk desteklerinden yararlanamamaktadır. Tariş, Çukobirlik, Antbirlik gibi tamamen üreticilerden oluşan bu kooperatiflerin sistem dışında kalması lisanslı depoculuktan beklenen yararların tabana yayılmasını engellemektedir. İlgili yönetmelikte yapılacak bir düzenleme ile bu yanlış acilen düzeltilmelidir.

 

40- Mevcut uygulamada çırçır işletmeleri de lisanslı depoculuk desteklerinden yararlandırılmamaktadır. Çırçır işletmelerine analiz desteği verilerek bunların da sisteme katılmaları ve bunlar sayesinde lisanslı depoculuk hizmetine erişemeyen küçük çiftçilerin dolaylı olarak sistemden yararlanmaları sağlanmalıdır.

 

41- Lisanlı depoculuk kapasitesinin artırılması ile Ürün İhtisas Borsası etkin şekilde çalıştırılabilir. Böylelikle hem üretici ürününü yıl içerisine yayarak satma şansına, tekstil işletmeleri ise daha uzun soluklu ticari bağlantı yapma şansına sahip olacaktır.

 

42- Ürün İhtisas Borsasının biran önce hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

 

Sürdürülebilirlik ve farkındalığın geliştirilmesi

43- Ulusal Tarımsal Sürdürülebilirlik Stratejisi belirlenmeli ve destekleme, Ar-Ge, eğitim ve yayım faaliyetleri ve yatırımları bu stratejiye uygun şekilde yürütülmelidir.

 

44- Pamukta Sürdürülebilirlik Standardı hazırlanmalı ve bu standart İyi Tarım Uygulamaları (İTU), Genetiği Modifie edilmiş Organizma “GMO FreeTurkishCotton garanti markası standardı gibi ulusal ve BCI gibi uluslararası diğer standartlarla eşleştirilmeli ve bu standardı uygulatacak ve denetleyecek mekanizmalar kurulmalıdır.

 

45- Organik pamuk ve İyi Pamuk Uygulamaları (İPUD) kapsamında üretim yapan çiftçiler prim, sertifikasyon giderlerine katılım vb. yöntemlerle desteklenmelidir.

 

46- GMO FreeTurkishCotton garanti markasının tanıtım ve kullanımı teşvik edilmelidir.


Haberin tamamı için tıklayınız

 

 

Paylaş