Medya Haberler

17 Şubat 2020 10:46

ULUSAL PAMUK KONSEYİ BASIN TOPLANTISI

İZMİR TİCARET BORSASI

BERTAN BALÇIK
 
ULUSAL PAMUK KONSEYİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI
 
PROF.DR. HAKKI ÜNAL EVCİM
 
ULUSAL PAMUK KONSEYİ GENEL SEKRETERİ
 
BASIN AÇIKLAMASI
 
İklim Değişikliği ve Zirai Mücadelede Yaşanan Sıkıntılar Üretimi Tehdit Ediyor!
 
TÜİK 3. Tahmin sonuçlarına göre ülkemizde geçen 2019 sezonunda 4 milyon 78 bin dekar alanda pamuk ekildi ve 2 milyon 200 bin Ton kütlü pamuk üretildi. Buna göre, bir önceki sezonda 5 milyon 19 bin dekar olan ekim alanlarının %8 daralmış,  2 milyon 519 bin ton olan rekoltenin ise %14 kadar azalmış olduğu anlaşılıyor. Rekoltedeki azalmanın daha çok olması bir önceki sezonda 494 kg/dekar olan ülke ortalaması pamuk veriminin %7 kadar azalarak 460 kg/dekar seviyesine düşmesinden kaynaklanıyor. Bu verim değeri 2016 sezonundaki 505 kg/dekar rekorunun 45 kg kadar gerisinde. Ülke ortalaması verimdeki bu gerileme Şanlıurfa ve Hatay illerinde tarla verimlerinin iklim değişikliği ile zirai mücadelede yaşanan sıkıntılar nedeniyle beklenmedik ölçülerde düşmesinden kaynaklanıyor.
 
Maliyet Artıyor, Fiyat Düşüyor, Destekleme Zararı Karşılamıyor!
 
Yüksek maliyetler ve düşük fiyatlar Türkiye pamuk üretiminin geliştirilmesi, hatta mevcudun korunmasındaki en büyük iki tehdit olarak öne çıkıyor. Konseyimizce her sezon için yapılmakta olan maliyet çalışması sonuçlarına göre, bir önceki sezon 1620 TL/dekar olan Türkiye ortalaması pamuk üretim maliyeti 2019 sezonunda %16 artarak 1873 TL/dekar’a çıktı. 
 
Bu artış, Ege illeri ve Şanlıurfa’da diğerlerine göre çok daha yüksek oranlarda gerçekleşti. Kalemler itibariyle değerlendirme yapıldığında bu artışın ithal girdi ( ilaç, mazot , gübre)  fiyatlarındaki yükselmelerden kaynaklandığı görülüyor. 
Sonuç olarak, 2019 yılı ülke ortalaması lif pamuk üretim maliyetinin, çırçırlama giderleri hariç, 10 lira 71 kuruş olduğunu tahmin ediyoruz. Buna karşılık, 2019  sezonunda ülkemiz pamukçuluğunu temsil edecek büyüklükte işlem hacmine sahip   İzmir, Şanlıurfa ve Adana Ticaret Borsalarında tescili yapılan lif pamukların ‘’kıymet ortalamaları’’ sırasıyla 9,64; 9,47 ve 8,42 TL/kg’dır. Bu durumda bu sezon itibariyle lif pamuğun üretim maliyetlerinin 107 ila 229 kuruş altındaki bir değerle pazarlanmış olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bir başka ifadeyle üreticilerimiz bu sezonda üretmiş oldukları beher kg lif pamuk için maliyetlerinin 107 ila 229 kuruş altında gelir elde etmişlerdir.  
 
Öte yandan, söz konusu kıymet ortalamalarının T.C. Merkez Bankası 2019 Q4  ortalaması Dolar kuru (5,79 TL/USD) üzerinden karşılıkları sırasıyla 1,66 , 1,64 ve 1,45 Dolar’dır. Buna karşılık, ayni dönem itibariyle Cotlook A Index ortalama kg fiyatı 1,67 Dolar olmuştur. Buna göre, 2019 hasat döneminde yurt içi pamuk fiyatlarının dünya fiyatlarına yakın ve kısmen altında gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Pamuk Desteklemeleri Dünyada Artıyor!
 
Türkiye dünya pamuk vi sıralamasında Avustralya’nın ardından, %10..15 farkla ikinci konumunda; Çin, ABD ve  Yunanistan 4.,6. Ve 7. sıradalar. Pamuk üreticilerimiz bu başarıyı ancak sahip oldukları bilgi ve becerilerini yüksek verim odaklı yaklaşımla uygulamaya geçirerek elde edebilmektedir. Bunun sonucunda maliyetleri de yüksek olmakta ve üretimi sürdürebilmeleri desteklemeye bağlı kalmaktadır. 
Yine ayni nedene bağlı olarak ülkemiz dekar başına pamuk üretim maliyetinde de, bu kez Çin’in ardı sıra, dünya ikincisi konumundadır. Ancak, yüksek tarla verimi ve çırçır randımanı değerlerimiz sayesinde Çin’in dünya birinciliğini koruduğu beher kg kütlü maliyetinde üçüncü ve lif pamuk maliyetinde ise, dördüncü Yunanistan ve yedinci ABD’den sonra, sekizinci sıraya geriliyoruz. Dünya pamuk üretiminde ortaya çıkan bu tabloya karşılık dünya pamuk üreticileri  (ICAC 2018/19 sezonu verilerine göre)  beher kg lif pamuk üretimleri karşılığında Çin’de 58 Cent, ABD’de 30 Cent, Yunanistan’da 77 Cent, İspanya’da 105 Cent  destek alırken, bizim üreticilerimizin aldığı destek, o da bir sonraki sezonda ödenmek üzere,  30 Cent ile sınırlı kalmaktadır.
 
Bütün bu sonuçlar bize pamuk desteklerinin varlığı ve büyüklüğünün ülkemiz pamuk  üretiminin ekonomik sürdürülebilirliğini sağlamada ne kadar önemli ve elzem olduğunu göstermektedir. Bu nedenle pamuk üreticilerimizin kazançlarının neredeyse tamamen desteklemelerden ibaret olduğu dikkate alınmalı ve ilgili politikalar bu gerçekten yola çıkarak belirlenip uygulanmalıdır . 
 
Tekstil Sanayimizin Dışa Bağımlılığı Artacak mı?    Bu Bağımlılığı Ortadan Kaldırmak Mümkün mü?
 
Bu sezon itibariyle lif pamuk tüketimimizin 300 bin ton (%21) artarak 1 milyon 700 bin ton’a çıkacağı tahmin edilmektedir.  Buna karşılık yerli üretimimizin 950 bin ton ile sınırlı kaldığı ve bunun 80-100 bin ton kadarının ihraç edileceği  dikkate alındığında 850-870 bin ton dolayındaki arz açığının ithalatla karşılanacağı sonucuna ulaşılmaktadır, ki bunun bugünkü fiyatlarla parasal karşılığı  1 milyar 600 milyon dolar kadardır. Bir bakıma zorunlu olarak karşımıza çıkan bu ithalatla uğranılan katma değer kayıpları sanılanın çok üstündedir. Şöyle ki, yaratmış olduğu cari fazla ve istihdam ile ülkemizin en önemli sektörü olan Tekstil ve Hazır Giyim sanayilerimizin ürünlerinin ağırlık olarak üçte biri, değer olarak yarısı pamuktandır. Bu sanayilerimizde kullanılan yaklaşık değerlerle yarısı yerli, yarsı  ithal toplam 3 milyar dolarlık mahlıç (lif pamuk) brüt 10 kat ve net 2,5 kat Katma Değer artışıyla ekonomimize kazandırılmaktadır. Bu bağlamda ithal pamukla yaratılan cari fazla 5 milyar 100 milyon dolarla sınırlı kalırken,  yerli pamukla bu değer 6 milyar 770 milyon dolara çıkmaktadır. Ayrıca yerli pamuk kullandıkları oranda ilgili sanayicilerimizin dışa bağımlıkları azalmakta, küresel rekabet güçleri gelişmektedir. 
Sahip olduğumuz agro-ekolojik potansiyel yurt içi talebin tamamının ya da tamamına yakınının yerli üretimle karşılanmasına elverişlidir. Bunun için, mevcut verim değerleri korunarak pamuk alanlarının 2002 yılı değerlerine (720 bin hektar) çıkarılması yeterli olacaktır. Mevcut destekleme bütçesinin (314 milyon dolar) 2 ila 3 kat artırılmasıyla gerçekleştirilebileceği düşünülen bu hedefe ulaşıldığında tarımsal hasılada 1,5 milyar dolar ve Tekstil ve Hazır Giyim sektörleri cari fazlasında 1,8 milyar dolar olmak üzere ülke ekonomisine toplamı  3 milyar doları aşan miktarlarda katkı sağlanabilecektir. 
 
Corona Virüsü Fırsat!  Münavebe Tehdit!
 
Dünyanın en büyük polyester ve selülozik elyaf ve ikinci büyük pamuk üreticisi ve ayni zamanda bu ürünlerin en büyük tüketicisi olan Çin’deki koronavirüs krizi, dünya ticaretini sürpriz gelişmelere açık hale getiriyor. Bu durum Tekstil ve Hazır Giyim sanayilerimiz için yeni fırsat alanları yaratabilecek ve buna bağlı olarak ta pamuk tüketimimiz öngörülenin üstündeki değerlere çıkacaktır. Bu muhtemel gelişmeler dikkate alınarak yerli pamuk üretiminin geliştirilmesi yönünde hazırlık yapılması uygun olacaktır.
 
Buna karşılık, münavebe koşuluna uyum nedeniyle pamuk ekim alanlarının gelecek sezonda 1 milyon dekar dolayında azalacak olması üzerinde önemle durulması gereken bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır. 
Türkiye için çok büyük sosyo-ekonomik öneme sahip ürün olan ‘’Pamuk’’ için, katma değer zincirinde yer alan bütün kesimleri kapsayan, en az  3 tercihan 5 yıl süreli bir stratejik kalkınma planı yapılarak uygulamaya konulması zamanı gelip çatmış.
 
Paylaş